- tahdit
- is., -di, Ar. taḥdīd
Sınırlama, çevreleme, çevresini daraltmaAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tahdit etmek — sınırlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çevrelemek — i 1) İçine almak, kuşatmak, sarmak, ihata etmek Açık başımı çevreleyen beyaz saçlarım. R. N. Güntekin 2) mec. Bir konunun sınırlarını çizmek, tahdit etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çevrelenmek — nsz 1) Kuşatılmak, sınır içine alınmak, tahdit edilmek 2) Örtülmüş Annemin, beyaz namaz beziyle çevrelenmiş başı kapıdan uzanmıştı. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısıtlamak — i 1) Önceden verilmiş olan hak ve hürriyetlerin sınırlarını daraltmak, tahdit etmek Hükûmet dış gezileri kısıtladı. 2) mec. Sınırlamak, daraltmak 3) huk. Birini yasal yoldan mallarını kullanmaktan yoksun bırakmak, kısıt altına almak, hacir altına … Çağatay Osmanlı Sözlük
NECM — (Necim) Yıldız, ahter, kevkeb. Ülker yıldızına da denir. Ülker, onbir yıldızdır. Altısı görünür, gözü kuvvetli olan yedinciyi de görebilir. (Peygamberimiz (A.S.M.) hepsini de görür idi.) * Belirli olan vakit. (Araplar, vakti yıldızlarla tahdit… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mahdut — sınırlanmış; tahdit edilmiş … Hukuk Sözlüğü