- takmak
- -i, -ar
1) Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek
Gözlüğünü takıp masaya eğildi.
- R. H. Karay2) -e, nsz Düğün vb. törenlerde takı armağan etmekGeline pırlanta yüzük takmışlar.
3) -i, -e Ad, lakap koymakOna bu adı kim takmıştır, ne zaman takmıştır, bilemiyor.
- H. Taner4) nsz KuşanmakKılıç takmak.
5) Kendisiyle birlikte götürmek, yanına almak veya arkasından izletmekArabaya hafiye kıyafetinde polis memurları da takıyorlar.
- Y. Z. Ortaç6) -e, mec. Biriyle olumsuz olarak uğraşmak7) argo Borç bırakmakBu eve asilzadelerin biri girip öteki giderdi. Giden kirayı takar, gelen ortalığı kasıp kavururdu.
- P. Safa8) argo Önemsemek, önem vermek, tınmakDün koskoca bir mebus kızıyken, bir zamanların şalvarlı Nuriye'sini takar mıyım?
- A. Ağaoğlu9) -den, -de, argo Sınavını başaramamakBirleşik Sözler- bultakAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.