tatuğ — tatmak, tâm … Çağatay Osmanlı Sözlük
MEZAK — Tatmak. * Zevk tadacak yer. Damak. * Zevk. Tat duyma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TELEMMÜK — Tatmak. * Yemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TELEMMÜZ — Tatmak. * Yemek. * Dili ağızda döndürüp yemek kırıntısı aramak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Unregelmäßiges Verb — Unregelmäßige Verben (unregelmäßige Zeitwörter) sind Verben, deren Stammformen – im Gegensatz zu regelmäßigen Verben – nicht vollständig aufgrund von Regeln aus dem Infinitiv oder einer anderen Nennform abgeleitet werden können.… … Deutsch Wikipedia
mâni — 1. is., Ar. māniˁ Bir şeyin yapılmasını önleyen şey, engel Kaç zamandır beynimi, kanımı ateşlendiren bu idealimin lezzetini tatmak için her mâniyi çiğneyeceğim. H. R. Gürpınar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mâni olmak 2. is., ed. Genellikle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatma — is. Tatmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerlere geçmek — çok utanıp sıkılmak veya kahrolmak O kahkaha nöbetlerinden birini tatmak üzere olduğunu hissediyor, yerlere geçiyordum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ASEL — Bal. Şehd. * Tatmak. * Su akarken yüzünde hâsıl olan kabarcık. * Cennette bir su … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAVASS-I (HAMSE) — İ) ZÂHİRE Zâhirî beş duygu: Tatmak, görmek, işitmek, koklamak, dokunup duymak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük