tatsızlık çıkarmak — hoşa gitmeyen, can sıkıcı, gergin bir duruma sebep olmak Çoktandır aramızda tatsızlık çıkardığım yoktu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
MELAHA (MÜLUHA) — Tatsızlık, tuzsuzluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
atlatılmak — nsz, den Atlatma işi yapılmak veya bu işe konu olmak Bu ilk tatsızlık işte böyle kolayca atlatıldı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatsızlaşmak — nsz 1) Tadı azalmak, tadı kalmamak 2) mec. Tatsızlık etmeye veya tatsız bir durum almaya başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanşamak — nsz, hlk. Gevezelik etmek, tatsızlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zehretmek — i, der, Far. zehr + T. etmek Tatsızlık çıkarıp üzüntüye yol açmak, bunaltmak, acı vermek, sıkmak, üzmek Hayatımın sonuna kadar böyle her günümü zehredemem. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
erkeklik sende kalsın! — karşısındakinin yakışıksız davranışına uyup da tatsızlık çıkarma, efendice davran! anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
şekerâb — (F.) [ باﺮﮑﺵ ] tatsızlık, kırgınlık … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MERARET — Acılık. Tatsızlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEFAHE — Horluk, hakirlik. * Tatsızlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük