bağımlı

bağımlı
sf.
1) Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi
2) Bir kimseye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan
3) Sigara, uyuşturucu madde vb.ne aşırı derecede düşkün
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • bağımlı akım kaynağı — is., fiz. Devrenin başka bir yerindeki akım veya gerilimle denetlenen akım kaynağı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bağımlı sıralı cümle — is., dbl. Anlam bakımından birbirine bağlı olan ve özneleri, tümleçleri veya yüklemleri ortak olan cümle İnsan bir arayıp sorar, bir mektup yazar, bir telefon eder …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fer' î — bağımlı; ekli; eklentili; ikinci derecede olan …   Hukuk Sözlüğü

  • akım — is. 1) Akma işi 2) fiz. Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. A. İlhan Hava akımı. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ardışık devre — is. Herhangi bir andaki çıkış değerlerinin, o andaki giriş değerlerine ve içsel durumuna bağımlı olduğu devre …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bağımlaşmak — e Bir şeye veya bir kimseye tamamen bağımlı olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bağımlılaşmak — nsz, e Bağımlı bir duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bağımlılaştırılmak — nsz Bağımlı bir duruma getirilmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bağımlılaştırmak — i Bağımlı bir duruma getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bağımlılık — is., ğı Bağımlı olma durumu, tabiiyet Bağımlılık bir süre mutlu eder, sonra alışkanlık olur, sonra baskıya dönüşür. T. Dursun K …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”