telmih etmek — üstü kapalı, imalı bir biçimde anlatmak Dün geceki ağır sözlerini telmih ettiğimi anladı, kızardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
telmîh — (A.) [ ﺢﻴﻤﻠﺕ ] gönderme, îmâlı anlatma … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
TELMİH — (C.: Telmihât) Lâyıkiyle ve kâmilen keşfedip nazara arzetmek. * Bir şeyi açıkça söylemeyip başka bir mâna ifade için söz arasında mânalı söylemek. İmâ ile söz arasında başka bir mânayı ifade etmek. * Edb: İbârede bahsi geçmeyen bir kıssaya,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TELMİHEN — Telmih suretiyle. Telmih için. İmâlı olarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
telmihen — zf., esk., Ar. telmīḥen Telmih olarak, telmih yoluyla ima ederek … Çağatay Osmanlı Sözlük
anıştırma — is. 1) Anıştırmak işi 2) ed. Telmih … Çağatay Osmanlı Sözlük
cinas — is., ed., Ar. cinās 1) Çok anlamlı bir kelimeye, her defasında başka bir anlam yükleyerek birbirine yakın birkaç yerde kullanma En çok beğendiği manzumeler hep cinas, telmih, nükte gibi söz sanatları ve oyunlarıyla dolu olanlardı. A. Ş. Hisar 2)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
SİHR-İ BEYANÎ — Beyanın büyü gibi olan tesiri. (Hadis i Şerife telmih var … Yeni Lügat Türkçe Sözlük