- tencere
- is., Ar. tancara
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler.
- M. Ş. EsendalBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tencere yemeği — is. Sulu yemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tencere dibin kara, seninki benden kara — kötülük, kusur yönünden sen benden daha betersin anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tencere tava, herkeste bir hava — herkesin kendi bildiği gibi davranarak ortada düşünce birliği kalmadığını anlatmak için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş — hoşa gitmeyen herhangi bir nitelik yönünden birbiriyle benzeşen iki kişi bir araya gelmiş anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
düdüklü tencere — is. Buhar basıncından yararlanarak yemeği çabuk ve sağlıklı olarak pişiren bir tür metal tencere, düdüklü … Çağatay Osmanlı Sözlük
çencire — tencere … Beypazari ağzindan sözcükler
çincere — tencere … Beypazari ağzindan sözcükler
guşane — tencere … Beypazari ağzindan sözcükler
esiç — tencere, çömlek I, 52, 166, 223, 248, 258, 313, 323, 327, 357, 409, 411, 514, 518; II, 12, 72, 78, 178. 201, 253, 3 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
esc — tencere, kazan … Çağatay Osmanlı Sözlük