tepeleme

tepeleme
is.
1) Tepelemek işi

Ertesi gün öğle vakti, Menderes köprüsündeki köpekleri tepelemeye ant içtik.

- H. E. Adıvar
2) sf. İyice doldurulmuş, taşacak kadar dolu olan

Ortaya konmuş tepeleme dolu sarı mangalın çevresine...

- H. R. Gürpınar
3) zf. Tepe biçimi verecek veya kenarlarından taşacak kadar

İşte Ruhsar! Orada tepeleme yığılmış kitapların yanı başında duruyor.

- A. İlhan

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • doruklama — is. 1) Doruklamak işi 2) zf. Tepeleme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doruklamak — i, hlk. Bir kabı tepeleme doldurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalkan balığı — is., hay. b. Kalkan (II) Kayık bir tabağa tepeleme konmuş pembe pembe kalkan balığı parçaları... Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • silme tahtası — is. Ölçeğe tepeleme doldurulan tahılın doruğunu almakta kullanılan tahta …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tepelenmek — nsz Tepeleme işi yapılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tepeletmek — i, e Tepeleme işini yaptırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ıskartaya çıkarmak (veya ayırmak) — değersiz bularak bir yana atmak, işe yaramadığı için ayırıp bir yana koymak Orada, kim bilir neden ve nasıl, işe yaramaz diye ıskartaya çıkardığı bir sürü film tepeleme yığılı. A. İlhan Sekiz balya tütününden bir ya da iki balyasını ıskartaya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”