tıraş tası

tıraş tası
is.
Tıraş suyunun konulduğu, içinde tıraş bıçağının, fırçanın çalkalandığı metal veya plastik tas

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • tıraş — is., Far. terāş 1) Saç veya sakalı kesme işi, yülüme Tıraştan sonra da bıyık, sakal yerleri belli olurdu. M. Ş. Esendal 2) Erkek saçını belli bir biçim vererek kesme Asker tıraşı. 3) Kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal Üç günlük… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tas — is., Ar. ṭās 1) Genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.nden yapılmış kap 2) sf. Bu kabın alacağı miktarda olan İki tas pirinç. 3) Başa giyilen metal koruyucu Tulumbacılar yangınlarda başlarına kalaylı taslar giyerler. S. Birsel Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yonmak — tiraş etmek, rende ve keserle taşı kırmak, kalemle ve tarakla alup sılüp temizlemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sabun — is., Ar. ṣābūn 1) Kirli ve yağlı şeyleri temizlemekte kullanılan, türlü yağlarla alkaliler birleştirilerek yapılan madde 2) Bu maddenin kalıp durumunda olan biçimi Birleşik Sözler sabun ağacı sabun balığı sabunhane sabunköpüğü sabun otu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ustura — is., Far. usturre Tıraş için kullanılan, açılır kapanır, çok keskin bıçak, baş bıçağı, yülgü Tayyar ile kalfaları tertemiz giyinmişler, boyuna ellerindeki yepyeni usturaları kılağılıyorlar. O. C. Kaygılı Birleşik Sözler ustura taşı Atasözü, Deyim …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KUNZUA — (C: Kanâzı ) Çakıl taşı. * Tıraş edilmiş başın üstünde bırakılan bir tutam saç …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • PIRLANTA — İtl. Çok tıraş edilmiş, foyasız parlak elmas. Taşı pırlanta olan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”