çekme — is. 1) Çekmek işi Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı. C. Uçuk 2) Çekmece Sonra çekmesinden pembe bir dosya çıkarıp önüne sürdü. H. Taner 3) Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak 4) Parmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Čekmė — Sp Čèkmė Ap Csökmő L Vengrija … Pasaulio vietovardžiai. Internetinė duomenų bazė
çekme demir — is. Haddeden geçirilmiş demir … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekme halatı — is. Bozulmuş, kaza yapmış araçları çekmeye yarayan ip, plastik, zincir veya halattan yapılmış alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekme kat — is. Apartmanlarda veya evlerde dört yanı teras olarak bırakılan en üst kat … Çağatay Osmanlı Sözlük
halat çekme — is., sp. Bir halatı birer ucundan tutan iki tarafın birbirini çekmesiyle yapılan yarışma … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemane çekme — is., sp. Yağlı güreşte, elleri hasmının arkasından göğsü üzerinde kilitledikten sonra midesi ve karnı üzerinde kuvvetli bir biçimde ve bastıra bastıra gezdirme … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıcak çekme — is. Demir çelik fabrikaları, izabe tesisleri vb. iş yerlerinde kütük demirlerini sıcak olarak tavlama derecesinde biçimlendirme ve haddeleme … Çağatay Osmanlı Sözlük
tırtıl çekme — is. Henüz yumuşak olan bir parçayı metal bir tırtılla süsleme … Çağatay Osmanlı Sözlük
ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını — bir girişimden iyi sonuç almak isteyen, temeli sağlam kurmalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük