- tutarsız
- sf.
Tutarlı olmayan, aralarında çelişki bulunan, insicamsız
Tutarsız her olayı, her davranışı alaturkadır diyerek Doğu'ya yükledik.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Tutarsız her olayı, her davranışı alaturkadır diyerek Doğu'ya yükledik.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tutarsız — sif. Tutarı olmayan, sübutsuz, dəlilsiz, əsassız. Tutarsız sözlərə inanan olmaz; Gərək uyğun gələ sözünlə işin. İ. Soltan … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
ama — bağ., Ar. ammā 1) Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. N. Cumalı 2) Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağdaşmaz — sf. Uyuşmaz, tutarsız … Çağatay Osmanlı Sözlük
çelişmek — nsz, le Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirlerine ters düşmek, tutarsız olmak, mütenakız olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
deli saçması — is. Anlamsız, tutarsız, delice söz Hakikatte, bu sözlerin deli saçmasından farkı yoktu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
insicamsız — sf. Birbirini tutmayan, tutarsız … Çağatay Osmanlı Sözlük
rabıtasız — sf. 1) Düzensiz, birbirini tutmaz Rabıtasız, saçma sözlerinden ruhbana düşman olduğu anlaşılan bu güzel ve garip kadın... Ö. Seyfettin 2) Ağırbaşlı olmayan, tutarsız Rabıtasız adam. 3) Bağlantısız 4) zf. Birbirine bağlı veya tutarlı olmadan … Çağatay Osmanlı Sözlük
saçma — is. 1) Saçmak işi 2) den. Bir tür balık ağı, serpme ağ 3) Avda kullanılan fişeklerin içine konulan, türlü boylardaki küçük ve yuvarlak kurşun tanesi Ben fişeklerin barutunu, tapasını, saçmasını koyarım, beybaba! A. Gündüz 4) sf., mec. Akla uygun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saçmalamak — nsz Anlamsız, gereksiz, tutarsız, saçma sapan sözler söylemek veya bu tür davranışlarda bulunmak, abuklamak Konuşması büsbütün dağıldı, tutarsızlaştı. Artık saçmalıyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
sayıklamak — i 1) Uykuda veya bir hastalığın verdiği dalgınlık sırasında anlamsız, tutarsız sözler söylemek Bu onun ilacı, tılsımı gibi bir şey ... Onları sayıklayınca iyileşiyor. H. A. Yücel 2) mec. İstediği, özlediği bir şeyden sürekli söz etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük