- tutulmak
- nsz
1) Tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak
Bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu.
- E. E. Talu2) Ay ve güneş tutulma olayına uğramak3) Ünlü olmak, meşhur olmak4) Tutuk duruma gelmek5) Bir organı işleyemez olmakKonuşmak için dilim, yazmak için kalemim tutuldu.
- F. R. Atay6) -e Birine tutkun olmak, sevmek7) -e Bir işe veya birine canı sıkılmakSen filozof geçinen ukala bir adama benzersin. Bak, ben böyle şeylere fena tutulurum.
- H. Taner8) -e YakalanmakHastalığa tutulduğu sıralarda bir sabun fabrikasında çalışıyordu.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.