- utandırıcı
- sf.
Utanma duygusuna yol açan, utanç veren
Çirkin olan iskele binası ve etrafı idi; çirkinden de fena, utandırıcı bir adilikte idi.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çirkin olan iskele binası ve etrafı idi; çirkinden de fena, utandırıcı bir adilikte idi.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gönül yarası — is. Bir kimseyi derin üzüntü içinde bırakan acı Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz, yıkması için bu hasrete utandırıcı bir gönül yarası karışmalıdır. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz kızartıcı — sf. Utandırıcı, utanılacak Meşhur bir edibimizin cinsî hayatına dair yüz kızartıcı sözler söylenirdi. Y. Z. Ortaç Birleşik Sözler yüz kızartıcı suç … Çağatay Osmanlı Sözlük
HACALET-ÂVER — f. Utandırıcı. Utanç veren … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HACLET-DİH — f. Utanç verici, utandırıcı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HACLET-ENGİZ — f. Utandırıcı, sıkıltıcı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HACLET-ÂVER — f. Utanç verici, utandırıcı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HİCAB-AVER — f. Hicab verici, utandırıcı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük