uyarma

uyarma
is.
1) Uyarmak işi, ihtar, tembih

Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.

- Anayasa
2) biy. Bir duyu organını, bütün bir sinir düzenini, kendi dışındaki bir nesne veya durumun bir tepkide bulunmaya yöneltmesi
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • uyarma komutu — is., sp. Jimnastikteki komutun alıştırma için uyarıcı nitelikteki ilk ve uzunca bölümü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tenbih — uyarma; uyarı …   Hukuk Sözlüğü

  • akıllı — sf. 1) Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil 2) ünl. Karşısındakinin düşüncesizliğini belirtmek için söylenilen uyarma sözü 3) alay Düşüncesiz, aptal Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor. Birleşik Sözler akıllı uslu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alan koruması — is., fiz. Bir elektrik motorunda alan uyarma sargısının aşırı ısınmasını önlemek amacıyla alan uyarmasını azaltmak veya kesmek işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ama — bağ., Ar. ammā 1) Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. N. Cumalı 2) Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çer çöp — is. 1) Çalı çırpı kırıntısı Karısı ocağı tutuşturmak için olanca soluğu ile ateşi üflüyordu. Ocaktaki çer çöp yaştı. A. Sayar 2) Döküntü, süprüntü Bir sokak köpeği gibi çer çöple geçinir ve geceleri kilisenin yanındaki köpek kulübeleri… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dalya — 1. ünl., İt. taglia 1) Bir şey sayılırken birim olarak alınan sayıya gelindiğinde söylenen uyarma sözü Dalya yüz! Dalya iki yüz! 2) Çocuk oyunlarında önceden belirlenen bir aşamaya gelme anında söylenen söz 2. is., bit. b. Yıldız çiçeği (Dahlia) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hele — bağ. 1) Özellikle O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör / Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör. M. C. Anday 2) Sonunda anlamıyla geciken davranışları bildirmek için kullanılan bir söz 3) Uyarma, korkutma veya söz verme anlatan bir söz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ihtar — is., Ar. iḫṭār 1) Uyarma, dikkat çekme, uyarı 2) Bir şeyi birine hatırlatma Birleşik Sözler ihtarname Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ihtar etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ikaz — is., Ar. īḳāẓ 1) Uyarma, uyarı, dikkat çekme, ihtar, tembih 2) esk. Uyandırma Birleşik Sözler ikaz lambası ikaz yeleği Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ikaz etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”