- uygunsuzluk
- is., -ğu
1) Yakışmayan davranış, uymazlık, yakışıksızlık
Arkadaşlarının birçok yolsuzluklarını, uygunsuzluklarını hoş görmeye mecburdur.
- R. N. Güntekin2) Kötü durum, kötü davranış
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Arkadaşlarının birçok yolsuzluklarını, uygunsuzluklarını hoş görmeye mecburdur.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
TEHALLÜF — Uygunsuzluk. * Kafileden geri kalma. * Geride bırakma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aksilik — is., ği 1) Terslik, zıtlık, karşıtlık 2) mec. İnatçılık, huysuzluk 3) mec. Bir işin yolunda gitmemesi durumu, uygunsuzluk, elverişsizlik Dönmeyi kararlaştırmış da olsa bir aksilik, mutlaka bir aksilik, benim saadetime engel olacaktı. T. Buğra… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötü yol — is. 1) Yanlışlık, uygunsuzluk 2) Yasa dışılık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kötü yola düşmek kötü yola sapmak kötü yola sürüklemek kötü yola saptırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakışıksızlık — is., ğı Yakışık almayan davranış veya durum, uygunsuzluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
yersizlik — is., ği 1) Yeri olmama veya yeri yeterli olmama durumu Yersizlikten eşyanın bir bölümü yığın olarak duruyor. 2) mec. Yerinde olmama durumu, uygunsuzluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
yöntemsizlik — is., ği Yöntemsiz olma durumu, düzensizlik, uygunsuzluk, metotsuzluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
tehallüf — (A.) [ ﻒﻠﺨﺕ ] uygunsuzluk, uymama … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
tehâlüf — (A.) [ ﻒﻝﺎﺨﺕ ] 1. uygunsuzluk, uymama. 2. farklılık … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
NA-RESAYÎ — f. Uygunsuzluk, münasebetsizlik. * Hamlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NA-SAZKÂRÎ — f. Uygunsuz iş yapma, münâsebetsiz iş görme. * Zıtlık, uygunsuzluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük