üst deri altı — is., anat. Üst derinin altında bulunan hücre katmanı … Çağatay Osmanlı Sözlük
deri — 1. is. 1) İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu. P. Safa 2) sf. Bu tabakadan yapılmış Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt deri — is., anat. 1) Üst derinin altında bulunan ikinci tabaka, hipoderm 2) bit. b. Bazı gövde ve yaprakların üst derilerinin altında bulunan, çoğu kez hücre zarları kalınlaşmış özel doku, hipoderm … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düğme — is. 1) Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturma aracı Sımsıkı bağlanmış bir örme kese çıkarıyor, birer birer düğmelerini çözüyor. R. N. Güntekin 2)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
epiderm — is., anat., bit. b., Fr. épiderme Üst deri … Çağatay Osmanlı Sözlük
keratin — is., anat., Fr. kératine Tırnak, boynuz, kıl gibi üst deri ürünü olan yapıları oluşturan proteinli madde … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıl — is. 1) Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı 2) Keçi tüyü 3) sf. Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan Kıl kilim. Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek. H. Türküsü 4) sf … Çağatay Osmanlı Sözlük
lak — is. 1) Uzak Doğu da yetişen Amerika elmasından çıkan zamk 2) Boyacılıkta kullanılan, kırmız böceğinin üst deri bezlerinin salgıladığı madde … Çağatay Osmanlı Sözlük