- vasıtalık
- is., -ğı
Vasıta olma durumu, aracılık
Ortalıkta utanmak, arlanmak kalmadığını, kızlara, kadınlara dairelerindeki müdürün vasıtalık ettiklerini söylüyordu.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ortalıkta utanmak, arlanmak kalmadığını, kızlara, kadınlara dairelerindeki müdürün vasıtalık ettiklerini söylüyordu.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ESİR — Bütün kâinatta bulunan ve her tarafı kaplamış olan lâtif madde. Elektrik, ışık ve hararetin yayılmasına vasıtalık eden madde. Görülmeyen ve varlığı bütün ehl i ilimce kabul edilen lâtif, rakik, elâstikiyeti hâiz seyyal madde.( İkisi de birbirine… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KILAVUZ — Yol gösteren, rehber. * Vapurlara yol gösteren. * Bazı hayvan katarlarının önüne düşüp, onları sevkeden hayvan. * Eskiden evlenme işlerine vasıtalık eden kadınlar. * Düşman hakkında mâlumât edinmek için ordu hizmetinde kullanılan kişiler. *… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KOMİSYON — Fr. Meclis şubesi. Hususi surette teşkil olunan meclis. * Ticarette vasıtalık etme, dellâllık ücreti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEDYUM — (Medyom) Lât. İspirtizmacılık için vasıtalık eden.(Nurlarla şiddetli alâkası bulunan birkaç has kardeşimizin nazarını, fikrini başka tarafa çevirmek veya zevkli ve ruhani bir meşreb ile meşgul edip, hizmet i imaniyeye karşı zaifleştirmek için… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUTAVASSIT — Ortada vasıtalık eden. Arada ıslâh edici olan. * Orta derecede. Orta hâlli. * Sebeb. * İyi ile kötü arasındakini alan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RAİŞ — Huk: Rüşvet veren kimse ile rüşvet alan arasında vasıtalık eden kimse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAVASSUT — Ara bulma için araya girmek. Aracılık. Vasıtalık. * İyi ile kötü arasında mu tedil olanını almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VÂSITA — İki şeyi birbirine ulaştıran. * Aracı. Arada bulunan. Vasıtalık eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞAFİ' — (Şefaat. den) Şefaat eden. Bir kimsenin suçunun bağışlanması için vasıtalık eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük