- vazıh
- sf., esk., Ar. vāżiḥ
Açık, aydın, belliAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
vazıh olmak — açık durumda bulunmak, anlaşılır biçimde görünmek Bir sözü ve bir fikri sevmeniz için onun mutlaka vazıh olması lazım gelmez. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
vâzıh — (A.) [ ﺢﺽاو ] açık, net … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
VAZÎH(A) — (Vuzuh. dan) Meydanda, apaçık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VÂZIH — Açık, ayan, âşikâr. Besbelli. Kapalı olmayan. * Edb: Vuzuhlu söz. Bir okunuşta mânâsı anlaşılacak ifâde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gayrı vazıh — kapalı , açık olmayan … Hukuk Sözlüğü
MÜSTEBAN — Vâzıh, âşikâr, beyanı açık olarak anlaşılan, açıklanmı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VÂZIHÂT — (Vâzıh. C.) Açık ve meydanda olan şeyler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İTTİZAH — Vazıh olmak. Açık olmak. Aşikâr olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
aydın — sf. 1) Işık alan, ışıklı, aydınlık Aydın bir oda. 2) Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı. O. V. Kanık 3) Kolayca… … Çağatay Osmanlı Sözlük