- veciz
- sf., Ar. vecīz
Kısa ve etkili (söz)
Bu bahsi çok veciz ve çok hazin bir ifadeyle anlatan...
- Y. K. Beyatlı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu bahsi çok veciz ve çok hazin bir ifadeyle anlatan...
- Y. K. BeyatlıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
vecîz — (A.) [ ﺰﻴﺝو ] özlü … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
VECİZ — Kısa, öz, derli toplu. Muhtasar olup mufassal olmayan. * Az sözle çok mâna ifâdesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aktarılmak — nsz Aktarma işine konu olmak O, şimdi kulaktan kulağa aktarılan anekdotları, nefis ve veciz esprileri ile anılageliyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
anekdot — is., Fr. anecdote Hikâyecik, fıkra O, şimdi kulaktan kulağa aktarılan anekdotları, nefis ve veciz esprileri ile anılageliyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
lakonik — sf., ği, Fr. laconique Kısa ve özlü (söz), veciz Son derece lakonik olan bu tebliği... Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
reçete — is., İt. ricetta 1) Üzerinde doktorun hastası için gerekli gördüğü ilaçlarla, bunların kullanılış biçimleri yazılı olan kâğıt 2) mec. Yol, yöntem, çare Reçete gibi kati ve veciz bir beyit ki dört kelime ile bu derdin devasını söylüyor. R. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
îcâz — (A.) [ زﺎﺠیا ] veciz anlatma, özlü söyleme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
AHSAR — Pek kısa, daha kısa, daha özlü, daha veciz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KELÂM-I AHSAR — En kısa ve veciz söz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KELÂM-I KİBÂR — Büyük, akıllı, veli ve meşhur zâtların güzel, veciz ve çok kıymetdâr olan sözleri ve kelâmı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük