- yağmur taşı
- is.
Yada taşı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yağmur — is. 1) Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 2) mec. Çok ve sık düşen,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yada taşı — is. Birbirine sürtülünce yağmur yağacağına inanılan koyu yeşil renkli, genellikle yuvarlak, fındık büyüklüğünde bir taş, yağmur taşı … Çağatay Osmanlı Sözlük
cedde taşı — yede taşı, yağmur içün üzerine efsus okuyup suya atdıkları bir nevi taş; kaşgar tarafında meşhur dir … Çağatay Osmanlı Sözlük
taş — is. 1) Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde Kireç taşı. Oltu taşı. 2) sf. Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş 3) Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Necip Fazıl Kısakürek — Ahmet Necip Fazıl Kısakürek Full name Ahmet Necip Fazıl Kısakürek Born May 26, 1904(1904 05 26) İstanbul, Turkey Died May 25, 1983(1983 05 25) (aged 78) İstanbul, Turkey Era … Wikipedia
etek — is., ği 1) Giysinin belden aşağıda kalan bölümü 2) Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik Sevim in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı. R. N. Güntekin 3) Giysinin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
meteor — is., gök b., Fr. météore 1) Atmosfer içinde oluşan sıcaklık değişmeleri, rüzgâr, yıldırım, yağmur, dolu vb. olaylara verilen genel ad 2) Gök taşı Birleşik Sözler meteor taşı … Çağatay Osmanlı Sözlük
Necip Fazil Kisakürek — Necip Fazıl Kısakürek Nom de naissance Ahmet Necip Fazıl Kısakürek Activités Philosophe, é … Wikipédia en Français
damla — is. 1) Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı Elime bir damla yağmur düştü. H. E. Adıvar 2) Damlalıkla kullanılan ilaç Burun damlası. Göz damlası. 3) Kalbe inen inme, felç Damladan ölmüş. 4) mec. Çok az miktar Keyfin damlası karıştığı zaman,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük