- yakacak
- is., -ğı
Yakıt
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bıçkı tozu — is. Doğramacılıkta bıçkıdan çıkan ve çoklukla yakacak olarak kullanılan toz ve talaş … Çağatay Osmanlı Sözlük
boruk — is., ğu, bit. b. Dağlarda yetişen, kokulu, süpürge ve yakacak olarak kullanılan bir ot türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
küspe — is., Far. kusbe 1) Hayvan yemi, yakacak ve gübre olarak kullanılan, yağı veya suyu çıkarılmış her türlü yağlı tohum ve bitki artığı O gövdeleri küspe terleri döken ve dallarından mis kokulu ballar akan yemiş ağaçlarıyla... Y. K. Karaosmanoğlu 2)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mangır — is., esk. 1) Bakırdan yapılmış, iki buçuk para değerinde sikke 2) Nargile lülesine konulmak için kömür tozundan yapılan, çabuk tutuşur, tavla pulu biçiminde bir çeşit yakacak 3) argo Para Muhakkak işin ucunda mangır olmalı amca yoksa içeriye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
semaver — is., Rus. Özellikle çay demlemekte kullanılan, içinde kömür yakacak ocağı bulunan, elektrikle de çalışabilen, bakır, pirinç vb. metallerden yapılmış musluklu kap Semaverde demlenmiş çayın zevki başkadır. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
sosyal yardım — is. Yoksul kimselere yiyecek, giyecek, yakacak, tedavi ve ilaç sağlanarak yapılan parasız yardım … Çağatay Osmanlı Sözlük
ster — is., Fr. stère Yığın durumundaki yakacak odun için kullanılan, bir metreküpe eşit hacim ölçüsü birimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakıt — is. Odun, kömür, doğal gaz, mazot gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde, yakacak, mahrukat Yakıt bittiği için kaloriferler yanmıyor. Birleşik Sözler yakıt deposu yakıt göstergesi yakıt parası akaryakıt yağ yakıt … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakmalık — is., ğı 1) Yakmaya ayrılmış yakacak 2) Ölülerin yakıldığı yer, krematoryum … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözünü kin bürümek — intikam alma duygusundan başka bir şeye önem vermemek Gözünü kin bürümüş, doğruyu eğriyi seçemiyor, kurunun yanında yaşı da yakacak. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük