yakıcı

yakıcı
sf.
1) Yakma özelliği olan, yakan

Sanki sesleri güneşin yakıcı aydınlıklarını ürpertiyor.

- Ö. Seyfettin
2) is. Yakı yapan veya satan kimse
3) mec. Etkili, dokunaklı
4) kim. Başka bir maddeyle birleşerek o maddenin yanmasını sağlayan (madde)

Oksijen yanıcı değil, yakıcıdır.


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • AHGER-İ SUZAN — Yakıcı kor …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • LEVVAH — Yakıcı ve bozucu …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Atasü — Erendiz Atasü (* 1947 in Ankara) ist eine türkische Schriftstellerin. Inhaltsverzeichnis 1 Leben 2 Werk 3 Auszeichnungen 4 Literatur 5 Weblinks …   Deutsch Wikipedia

  • Erendiz Atasü — (* 1947 in Ankara) ist eine türkische Schriftstellerin. Inhaltsverzeichnis 1 Leben 2 Werk 3 Auszeichnungen 4 Literatur …   Deutsch Wikipedia

  • literature — /lit euhr euh cheuhr, choor , li treuh /, n. 1. writings in which expression and form, in connection with ideas of permanent and universal interest, are characteristic or essential features, as poetry, novels, history, biography, and essays. 2.… …   Universalium

  • acı — is. 1) Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı Acıyı sever. 2) sf. Tadı bu nitelikte olan Acı kahvesini yudumluyordu. T. Buğra 3) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap Omuzlarına kadar vücudun derisini …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • apış arası — is. İki bacağın arasında kalan yer Apışlarının arasına bir sac mangal alarak yakıcı soğuktan korunmaya çalışıyordu. E. E. Talu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ateş gemisi — is., tar. Eski çağlarda düşman gemilerini yakmak için özel bir biçimde yapılmış, içi yakıcı maddelerle dolu gemi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bomba — 1. is., den., İt. bomba Yan yelkenlerin alt yakasını gerip açmak için kullanılan yatay seren 2. is., İt. bomba 1) Canlı veya cansız hedeflere atılan, içi yakıcı ve yıkıcı maddelerle doldurulmuş, türlü büyüklükte patlayıcı, ateşli silah Çok sayıda …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cehennemî — sf., esk., Ar. cehennemī 1) Cehennemle ilgili 2) mec. Üzücü, yakıcı, cehennem gibi İçimi cehennemî bir üzüntü kemiriyordu. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”