- yakın dost
- is.
İçten, samimi ve yakın kimse
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yakın — sf. 1) Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı 2) Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan Buna yakın bir söz söyledi. 3) Aralarında sıkı ilgi bulunan 4) Benzeyen, andıran, yaklaşan Beş dönüme yakın bahçesi bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dost — is., Far. dūst 1) Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimse, düşman karşıtı Dostlar beni hatırlasın. Âşık Veysel 2) Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo Bir dostu vardı, belalı, çapkın bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dost — (F.) [ ﺖﺱود ] 1. sevgili. 2. yakın arkadaş. 3. Tanrı … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
kardeşlik — is., ği 1) Kardeş olma durumu, uhuvvet 2) Kardeş kadar yakın sayılan kimse, yakın dost 3) Birlik, beraberlik Sınıfımızdaki kardeşlik çok güçlüydü. 4) ünl., tkz. Adı bilinmeyen kimselere söylenen bir seslenme sözü Kol delik mintan delik / Yen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
candaş — is. Çok yakın dost … Çağatay Osmanlı Sözlük
cankulağı — is. Çok yakın dost, sırdaş Derdimizi dökecek bir dert ortağı, şikâyetimizi dinleyecek bir cankulağı bulunsun. A. Ş. Hisar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller cankulağı ile dinlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
nedim — is., esk., Ar. nedīm 1) Arkadaş, yakın dost 2) Yüksek makamdaki kişileri hoş sözlerle, güzel fıkra ve hikâyelerle eğlendiren kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
yâren — is., Far. yārān Arkadaş, yakın, dost Görmeye gelenleri, hâl hatır soranları / Sevgili yârenleri görmez olasın bir gün. Yunus Emre Birleşik Sözler yârenbaşı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kenet gibi yapışmak — çok yakın dost olmak, sıkı fıkı olmak Bu mevsimde kızlar ikişer, üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
hemdem — (F.) [ مﺪﻤه ] arkadaş, yakın dost, sohbet arkadaşı … Osmanli Türkçesİ sözlüğü