anakronik — sf., ği, Fr. anachronique 1) Çağı geçmiş, çağa uymaz, eskimiş Diplomasi bu gülünç duruma neden düşmüştür? Çünkü o, bu devrin göreneklerine ve geleneklerine saplanıp kalmış anakronik bir müessesedir. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Tarihlendirmede yanılgı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hata — is., Ar. ḫaṭāˀ 1) Yanlış O kitap hatalarla dolu. Böyle bir hüküm vermek hatadır. 2) İstemeyerek ve bilmeyerek yapılan yanlış, kusur, yanılma, yanılgı Ağzını topla, dedim ama hatamı anladım. B. Felek 3) Suç, günah, kusur Birleşik Sözler hata… … Çağatay Osmanlı Sözlük
paralojizm — is., fel., man., Fr. paralogisme 1) Akıl süzgecinden geçirirken bilmeyerek düşülen yanılgı 2) Mantığa uymazlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarih yanılgısı — is. Tarihlendirmede yanılgı içinde bulunma, anakronizm … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanlış — is. 1) Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım. N. Eray 2) sf. Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymayan, aykırı olan, hatalı Yanlış ve mantıksız hareketim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sehv — (A.) [ ﻮﻬﺱ ] yanılgı … Osmanli Türkçesİ sözlüğü