- yatak
- is., -ğı
1) Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek
Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım.
- R. H. Karay2) Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte3) Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb4) coğ. Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra5) Katmanlaşmış herhangi bir madde yığınıÇakıl yatağı.
6) Bir şeyin çok bulunduğu yerAv yatağı. Aslan yatağı.
7) Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar8) Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi9) Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yerHırsız yatağı. Eşkıya yatağı.
10) Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parçaNamlu yatağı. Eksen yatağı.
11) Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur12) Turunçgilleri ve yumurta vb. ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılan yer13) hay. b. Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabakaBirleşik Sözler- ağ yatakAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.