yaygı

yaygı
is.
Yere veya döşeme üzerine serilen örtü

En iyi yer orasıdır, yaygınızı oraya yayın!

- H. E. Adıvar
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • yaygı balığı — is., hay. b. Serin ve ılık sularda yaşayan beyaz etli bir tür balık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • küvüz — yaygı, yünden dokunmu; döşek ve yaygı gibi şeyler III, 164bkz: kidiz, kiwiz …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kiwiz — yaygı, halı, kilim gibi şeyler I, 366bkz: kidiz, küvüz …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • balık — is., ğı, hay. b. Omurgalılardan, suda yaşayan, solungaçla nefes alan ve yumurtadan üreyen hayvanların genel adı Birleşik Sözler balık adam balık bilimi balık çorbası balıketi balık eti balıkgözü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • halı — is. Yere veya mobilya üstüne serilmek, duvara gerilmek için, genellikle yünden dokunan, kısa ve sık tüylü, nakışlı, kalın yaygı Pencerelerden Türk kadınlarının dokuduğu halılar ve seccadeler sarkıyor. F. R. Atay Birleşik Sözler halıhane halı saha …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ihram — is., Ar. iḥrām 1) Hacıların örtündükleri dikişsiz bürgü 2) Yün yaygı 3) esk. Yunanların, Romalıların, günümüzde de Berberilerin büründükleri geniş, beyaz, yünlü çarşaftan giysi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ihrama girmek ihramdan çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendirik — is., ği, hlk. Deriden veya çadır bezinden yapılan ve hamur tahtasının altına serilen yaygı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • minder — is. 1) İçi yumuşak bir malzeme ile doldurularak dikilen, oturmaya, yaslanmaya yarar şilte Köşkte, yerlerdeki hasırlara serilen halılar üstüne konmuş minderlerde oturulurdu. A. Ş. Hisar 2) sp. Yer alıştırmalarında ve atlamalarda, düşmelerin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pala — 1. is., İt. pala 1) Kavisli, kısa, uç bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir tür kılıç Belindeki kısa palasıyla ve omuzunda gri tüfeğiyle masanın kenarına oturdu. F. R. Atay 2) Kürek vb. araçların, enli ve yassı bölümü 3) Bir yere çaprazlama… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • palas — 1. sf., hlk., Far. pelās Keçi kılından dokunmuş kaba kilim, yaygı 2. is., Fr. palace 1) Lüks otel veya gösterişli yapı Tanınmaz, anonim bir insan olmanın zevkine vardığımız oteller, palaslar yoktu. A. Ş. Hisar 2) sf., argo Kolay, rahat Yarınki… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”