çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kitaplaştırmak — i Kitap durumuna getirmek, kitap olarak yayımlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
neşretmek — i, der, esk., Ar. neşr + T. etmek 1) Yaymak, dağıtmak, saçmak 2) Yayımlamak Alacağımız fazla haberleri yine neşredeceğiz. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
paket program — is. Banda veya filme alınıp gerektiğinde radyo ve televizyonda yayımlamak üzere hazırlanmış program … Çağatay Osmanlı Sözlük
yayımlama — is. Yayımlamak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
mikrofona koymak — hikâye, roman, oyun vb. eserleri radyo için elverişli duruma getirip yayımlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tebligatta bulunmak — bildirim yayımlamak, bildirimden haberdar etmek, bildirim göndermek 7 Temmuz 1919 tarihinde, şu umumi tebligatta bulundum. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
sütununu açmak — yer vermek, yayımlamak Sanat dergilerinden biri bir ara, genç şairlere sütunlarını açmıştı. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tefrika etmek — yazı dizisi, roman vb.ni gazete ve dergilerde bölümler hâlinde yayımlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
banttan vermek — genellikle radyo ve televizyonda banttan yararlanarak daha önceden alınmış bir sesi veya görüntüyü yayımlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük