yazılı yoklama — is. Yazılı sınav … Çağatay Osmanlı Sözlük
san — yoklama; hesab; parça; itibar … Çağatay Osmanlı Sözlük
İHTİBAR — Yoklama. Deneme. Sınama. Tecrübe … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİBAR — Yoklama, muayene etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sondaj — is., Fr. sondage 1) Sonda ile yoklama, sondalama 2) mec. Bir durum, bir düşünce ile ilgili olarak yapılan yoklama, araştırma Bu konudaki sondajları iyi oldu. Birleşik Sözler sondaj kuyusu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sondaj yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gündüzlü — sf. Okula gündüz giden, yatılı olmayan (öğrenci), yatısız, nehari Akşam etütte yoklama yapılınca o kargaşalıkta iki açıkgöz arkadaşımızın gündüzlülere karışıp mektepten kaçtıkları anlaşıldı. H. Taner Birleşik Sözler geceli gündüzlü … Çağatay Osmanlı Sözlük
istimzaç — is., cı, esk., Ar. istimzāc 1) Bir kimsenin huyunu, kişiliğini tanımak için araştırma 2) Sorma, yoklama Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istimzaç etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kontrol — is., lü, Fr. contrôle 1) Denetleme 2) Bir şeyin gerçeğe ve aslına uygunluğuna bakma Duygululuk olsa olsa akılla bağdaştığı, aklın kontrolünde kaldığı ölçüde bir değer taşır. N. Cumalı 3) Yoklama, arama Gümrük kontrolü. 4) Denetçi, kontrolör… … Çağatay Osmanlı Sözlük
muayene — is., tıp, Ar. muˁāyene 1) Bir kimsenin hasta olup olmadığını veya hastalığın ne olduğunu araştırma En son bir de kan muayenesi yaptılar. S. F. Abasıyanık 2) Gözden geçirme, araştırma, yoklama, kontrol Gümrük muayenesi. Birleşik Sözler muayenehane … Çağatay Osmanlı Sözlük
sınav — is. 1) Öğrencilerin veya bir işe girmek isteyenlerin bilgi derecesini anlamak için yapılan yoklama, imtihan, test 2) mec. Direnme, dayanışma, güç gerektiren, sonuçta bir deneyim kazandıran zor durum Evliliğin ilk yılları bir sınavdır. Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük