- yönelik
- sf., -ği
Belli bir yöne çevrilmiş olan, müteveccih
Bir büyük ve değerli özelliği de Türk geçmişinin ve bugünün sentezine yönelik bir yaklaşım içinde bulunuşu idi.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir büyük ve değerli özelliği de Türk geçmişinin ve bugünün sentezine yönelik bir yaklaşım içinde bulunuşu idi.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
porno — is., Fr. porno 1) Amacı cinsel dürtülere yönelik olan, ahlaki değerlere aykırı düşen yayın, resim vb., pornografi 2) sf. Amacı cinsel dürtülere yönelik olan, ahlaki değerlere ters düşen … Çağatay Osmanlı Sözlük
Turkey — Turkey–Kurdistan Workers Party conflict Date August 15, 1984 – present Location Turkey, Iraqi Kurdistan Result Ongoing … Wikipedia
Frauen in der Türkei — … Deutsch Wikipedia
Frauenrechte in der Türkei — Die Galionsfigur des Feminismus in der Türkei Halide Edip Adıvar (2vR) setzte sich mit dem beginnenden Türkischen Befreiungskrieg vor allem durch Publikationen und Öffentliche Reden für die Beendigung der Besatzung ein. Originalbeschreibung:… … Deutsch Wikipedia
Völkermord an den Armeniern — Foto eines anonymen deutschen Reisenden: Armenier werden im April 1915 von osmanischen Soldaten aus Karphert (türkisch: Harput) in ein Gefangenenlager im nahen Mezireh (türkisch: Elazığ) geführt.[1] Der Völkermord an den Armeniern geschah während … Deutsch Wikipedia
adamak — i, e 1) Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal bir güce yönelik istekte bulunmak, nezretmek 2) mec. Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek, ant niteliğinde söz vermek 3) mec. Zaman ayırmak, tahsis etmek Olumlu, verimli bir işe… … Çağatay Osmanlı Sözlük
amaçlı — sf. 1) Amacı olan, gayeli 2) Bir amaca yönelik … Çağatay Osmanlı Sözlük
Atatürkçülük — is., ğü, öz. 1) Atatürk ün düşünce ve uygulamalarından kaynaklanan, Türk Devleti nin bağımsızlık ve bütünlüğünü, millî egemenliğini, kişi özgürlüğünü, çağdaş olmayı amaçlayan, akla, bilime ve gerçeğe dayanan, evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik … Çağatay Osmanlı Sözlük
çanak — is., ğı 1) Toprak, metal vb. bir maddeden yapılmış yayvan, çukurca kap Oradaki sigara çanağından bir Gelincik alıp yaktıktan sonra anlattı. B. Felek 2) Göz çukuru Kanlı çanaklarından fırlayan iri parlak gözleri, pek korkunç bakıyordu. Ö.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatı — is. 1) Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü Sık ağaçlar arasında yalnız üst katının çatısı görünen kırmızı aşı boyalı bir eski eve doğru yürüyorlardı. Ö. Seyfettin 2) Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü 3) Yapının tavanı… … Çağatay Osmanlı Sözlük