- yumuşakça
- is., hay. b.
1) Yumuşak vücutlu, omurgasız hayvan2) sf. Biraz yumuşak3) zf. Yumuşak bir biçimde
Belinden kavrayıp demin çıktığı kapıdan içeriye yumuşakça sürükledim.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Belinden kavrayıp demin çıktığı kapıdan içeriye yumuşakça sürükledim.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
denizkestanesi — is., hay. b. Hareket edebilen dikenlerle örtülü, yuvarlak kalker kabuklu, derisi dikenlilerden bir yumuşakça (Echinus esculentus) … Çağatay Osmanlı Sözlük
denizkozalağı — is., hay. b. Konik biçimli kabuğunda bir yarık bulunan, karından bacaklı yumuşakça (Conus) … Çağatay Osmanlı Sözlük
deniztarağı — is., hay. b. İki çenetli kabuklu bir yumuşakça türü (Pecten) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli salyangoz — is., hay. b. Karından bacaklılar sınıfından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, kabuğu üzerinde birçok dikeni olan bir yumuşakça, iskerlet (Murex) … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşit çenetli — sf., hay. b. İki çenedi birbirine eşit olan (yumuşakça) … Çağatay Osmanlı Sözlük
kadmiyum — is., kim., Fr. cadmium Atom numarası 48, atom ağırlığı 112,40, yoğunluğu 8,6 olan, 320 °C de eriyen, gümüş beyazlığında, elektrik ve seramik sanayisinde kullanılan yumuşakça bir element (simgesi Cd) … Çağatay Osmanlı Sözlük
mürekkep balığı — is., hay. b. Kafadan bacaklılardan, ılıman ve sıcak denizlerde yaşayan, eti yenen, kendini korumak için siyah renkli bir sıvı salarak suyu bulandıran bir yumuşakça, sübye (Sepia officinalis) … Çağatay Osmanlı Sözlük
pof — is. Yere düşen kaba ve yumuşakça bir şeyin veya havası boşalan bir nesnenin çıkardığı ses Yastık pof diye yere düştü. Balon pof diye söndü … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarak — is., ğı 1) Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç Fil dişi tarağı da aşırmışlar, asıl buna canım yandı. R. H. Karay 2) Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
taş böceği — is., hay. b. Kabuğu katır boncuğuna benzeyen bir yumuşakça (Cypraea) … Çağatay Osmanlı Sözlük