- yükseklik
- is., -ği
1) Yüksek olma durumu2) coğ. Yükselti3) mat. Geometrik biçimlerde, tabandan tepeye olan uzaklık4) gök b. Bir yıldızdan gelen ışın ile ufuk düzlemi arasındaki açıBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yükseklik korkusu — is., ruh b., tıp Yüksek yerlerde duyulan aşırı korku … Çağatay Osmanlı Sözlük
edizlik — yükseklik. I, 152 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
BASİTE — Yükseklik ölçen yayvan güneş saati. * Döşeme minder. * Düz yer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAAL — Yükseklik. İlerilik. Şereflilik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NEBİYY — Yükseklik. * Yol … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RİF'AT — Yükseklik. Yüksek ve büyük rütbe sahibi olmak, âlişan olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İRTİFA' — Yükseklik. * Yukarı kalkmak. Kaldırmak. Terakki … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞEREF — Yükseklik, yücelik. Büyüklük. * İnsanlar arasında geçerli ve makbul olma. Büyük bir makam sâhibi olma. * Cenab ı Hakka itâat ve ubudiyyeti ve yüksek hizmeti ile çok ihsanına mazhar olma. * İftihâr, övünme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ana yapı — is. 1) Bir yapı bütünü içinde yükseklik ve biçim bakımından göze çarpan, önemli bölüm 2) Kat mülkiyetinin uygulandığı binaların ana bölümü … Çağatay Osmanlı Sözlük
anahtar — is., Rum. 1) Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı 2) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu 3) Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol 4) Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük