al (veya alın)

al (veya alın)
işte

Uykuysa, uyumak bir marifetse al uykuyu diyerek akşama kadar uyudum.

- T. Buğra

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • tos vurmak — alın veya boynuzla vurmak, süsmek Bir tos vurduğu gibi kapıyı darmadağın ederek fırlıyor …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vermek — i, e, ir 1) Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm. Ö. Seyfettin 2) Bırakmak veya bağışlamak Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MÜCERRED — (C.: Mücerredât) Yalnız, tek. * Hâlis, saf, katışıksız, karışık olmayan. Tek başına. * Çıplak, soyulmuş. * Tek başına yaşayan, evlenmemiş, bekâr. * Edb: Kur ân yazısında noktasız harflerle yazılı mensur veya manzume. Bu şekil yazıya mahzuf veya… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Republic Protests — The April 14, 2007 protest in Ankara crowding the Ceremonial Plaza of Anıtkabir, the mausoleum of the founder of modern Turkey, Mustafa Kemal Atatürk The Republic Protests (Turkish: Cumhuriyet Mitingleri) were …   Wikipedia

  • doz — is., Fr. dose 1) Bir ilacın bir defada veya bir günde alınması gereken miktarı Ruhsal gerilimlerimiz varsa düşük dozda Diazem falan alın, hiç değilse... Ç. Altan 2) kim. Bir maddenin bir birleşiğe, bir karışıma giren veya girmesi gereken belli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • takdirini kazanmak — (birinin veya birilerinin) bir kimse veya bir topluluk tarafından beğenilmek İhtimal ki senin alın yazında şunlar yazılıydı: Âlemin saygı ve takdirini kazanmış bir adam olacaksın. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çatı — is. 1) Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü Sık ağaçlar arasında yalnız üst katının çatısı görünen kırmızı aşı boyalı bir eski eve doğru yürüyorlardı. Ö. Seyfettin 2) Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü 3) Yapının tavanı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şakak — is., ğı Göz, alın ve yanak arasında, elmacık kemiğinin üstünde bulunan çukurumsu bölge Genç adam tekrar elini hastanın başına, şakaklarına götürerek bütün yüzünü, boynunu okşadı. P. Safa Birleşik Sözler eli şakağında Atasözü, Deyim ve Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tablo — is., Fr. tableau 1) Bez, tahta, kâğıt vb. maddeler üzerine yapılmış yağlı boya, sulu boya, pastel veya kara kalem resim Bu tablolardan biri gölge oyunu hâlinde karikatürize edilmişti. H. Taner Hırsından bazılarına tablomu bedava verdim, alın,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tos — is. Alın veya boynuzla vuruş Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tos vurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”