- bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı olmaz
- "çalıp çırpmayı alışkanlık edinen kimse, yakalanıp ceza göre göre insanlıktan çıkar" anlamında kullanılan bir söz
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bostan — is., Far. būstān 1) Sebze bahçesi Babası küçük bostanda yere eğilmiş, salatalıkları koparıyor. P. Safa 2) Kavun, karpuz tarlası 3) Kavun ve karpuza verilen ortak ad Birleşik Sözler bostan bekçisi bostan bozuntusu bostan dolabı bostan gölgeliği … Çağatay Osmanlı Sözlük