- basmak
- -e, -ar
1) Vücudun ağırlığını verecek biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak
Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına.
- C. Külebi2) Küçük çocuklar ayakta durabilmek3) Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmekMotor çalıştıktan sonra debriyaja basarsınız.
- H. E. Adıvar4) -i, -e Sıkıştırarak yerleştirmekPeyniri küpe basmak.
5) -i Bası işi yapmak, tabetmek6) -i, nsz Örtmek, bürümek, kaplamakYollarını ot basmış, çamları yükselip saçaklarına el atmış olan bu büyük köşk.
- M. Ş. Esendal7) -i, -e Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb. bir araçla iz yapmakŞuraya başparmağını bas dediler, ben de bastım.
- S. F. Abasıyanık8) -i Baskın yapmakÖlen kızın intikamını almak için köyü basıp yakmış.
- E. İ. Benice9) nsz Bazı adlarla sertlik, aşırılık anlamlarında yardımcı fiil olarak kullanılırBir kahkaha basarak merdivenleri inmeye başladım.
- S. F. Abasıyanık10) Bir kimse bir yaşa girmekOn dokuz yaşına yeni basmış, ürkek ve utangaç bir kızdım.
- A. Erhat11) -i, nsz Duman, sis vb. çevreyi kaplamak, çökmekŞehri akşamüstü sis basmıştı.
- S. F. Abasıyanık12) -i, nsz Basınç yaparak sıvı ve gazları itmekPompa bozulmuş, suyu basmıyor. Otomobilin lastiğine hava basmak.
13) nsz Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak14) -i Uygunsuz vaziyette yakalamak15) nsz, mec. Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymakYüreğinin acısını duyuyordu. Sıkıntı basmış, terlemeye başlamıştı. İzin istedi.
- Y. Z. BahadınlıBirleşik Sözler- örtbas- dilbasan- subasar- albastı- dalbastı- kaşbastı- kepbastı- kolbastı- külbastıAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
basmak — basmak, üzerine çökmek, yıkrnak I, 434,516; II, 10,74,119,165 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
başmak — is., ğı, esk. Ayakkabı … Çağatay Osmanlı Sözlük
başmak — nâlin, ayak kabı, çepek, kefş, kösele … Çağatay Osmanlı Sözlük
başmak — pabuç I, 378, 466; II I, 417bkz: başak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
BAŞMAK — Eskiden kullanılan bir çeşit ayakkabı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
basmak — 1. yaprak yada peyniri yasmak 2. merdiven, basamak … Beypazari ağzindan sözcükler
bağrına basmak — 1) kucaklamak İzmir den kalkıp Mısır a kadar beni görmeye, beni okşamaya, beni bağrına basıp sevmeye gelirdi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) den biriyle ilgilenerek onu koruyup kayırmak, yetiştirmek Sen onu bambaşka duygularla, heyecanlarla bağrına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaza basmak — 1) harekete geçirmek veya hızını artırmak için motorlu taşıtın gaz pedalına basmak 2) mec. bir işi hızlandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağırlık basmak (veya çökmek) — 1) gevşeklik ve uyku gelmek 2) ağır bir hava kaplamak, sessizlik oluşmak Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
bam teline basmak (veya dokunmak) — (birinin) en çok kızacağı şeyi yapmak veya sözü söylemek Firuzan bam teline basıyor, aksi sesler çıkarıyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük