- basmakalıp
- sf., -bı
Özgünlüğü olmayan, değişiklik göstermeyen, bilineni tekrarlayan, harcıâlem, klişe
Kimi daha da iyi söylenebilecek basmakalıp fikirleri piyesleştirdiğinden dem vurdu.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kimi daha da iyi söylenebilecek basmakalıp fikirleri piyesleştirdiğinden dem vurdu.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
basma — is. 1) Basmak işi 2) Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua 3) İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun 4) Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş O güne kadar bir okka üzüm, bir arşın basma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
basmakalıplaşmak — nsz Basmakalıp durumuna gelmek Zaten daha sonraki Hint tiyatrosu canlılığını bütün bütün kaybedecek ve basmakalıplaşacaktır. C. Meriç … Çağatay Osmanlı Sözlük
basmakalıplık — is., ğı Basmakalıp olma durumu Basmakalıba aykırı düşeni anlatmakla, basmakalıplığın daha iyi vurgulanacağını öğrenirken yıllar geçiyor. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
beylik — is., ği 1) Bey olma durumu 2) Bir çeşit küçük ve ince asker battaniyesi 3) sf. Devletle ilgili, devlete özgü olan, devlet malı olan, mirî 4) sf. Herkesin kullandığı, herkesin bildiği Çaresiz yine güneyde beylik bir tatil köyüne gideceğiz. H.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
formül — is., Fr. formule 1) Genel bir olguyu, bir kuralı veya ilkeyi açıklayan simgeler takımı 2) Bir belgenin yazılacağı biçimi ve ona özgü olan deyimi gösteren örnek Cevap formülü son derece basit idi. F. R. Atay 3) Kalıplaşmış, basmakalıp anlatım 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
harcıâlem — sf., Ar. ḫarc + ˁālem 1) Herkesin alabileceği, herkesin kullanabileceği, herkesin işine yarayan, her keseye uygun Pamuklu kumaş harcıâlemdir. 2) Hiçbir özelliği olmayan, yeniliği olmayan, basmakalıp O mesleğe girenleri hırpalamak, gülünçleştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalıp — is., bı, Ar. ḳālib 1) Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir. P. Safa 2) Biçki modeli, patron 3) sf. Genellikle küp biçiminde yapılmış olan Bir kalıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
klişe — is., Fr. cliché 1) Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha Klişecilik sanatını usta bir klişeci kadar bildiği hatta kendisi de klişe yaptığı için, siyah ve beyazın tonlarını son derece hünerle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
orta malı — sf. 1) Herkesin yararlandığı (nesne) 2) Özgünlüğü olmayan, basmakalıp Ne kadar orta malı, kalitesiz tartışmalar yaptığınızın farkında mısınız? H. Taner 3) is. Her isteyenle ilişkide bulunan kadın, hayat kadını, fahişe, orospu Orta malı bayağı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sövmek — e, er Onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, küfretmek Daha dört yaşındayken en azılı köy erkekleri gibi sövermiş. H. E. Adıvar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sövüp saymak … Çağatay Osmanlı Sözlük