idare — is., Ar. idāre 1) Yönetme, yönetim, çekip çevirme 2) Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü 3) Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım ın Yurt Bilgisi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
idâre — (A.) [ ﻩرادا ] 1. döndürme. 2. çekip çevirme, yönetme. 3. devlet dairesi. ♦ idâre i maslahat etmek işleri öyle veya böyle idare etmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
pır pır etmek — 1) ışık yanıp sönmek İdare lambası pır pır edip duruyordu sofadaki merdiven başında. Ç. Altan 2) heyecanlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıngıç-mıngıç — idare etmek … Beypazari ağzindan sözcükler
TASARRUF — İdare ile kullanmak. Sarfetmek. Tutum. Sâhib olmak. İdare etmek. Sâhiblik. Kullanma hakkı. * (Para veya mal) artırma. * Bir şeye karışıp müdahale etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEOKRASİ — (Fr: Theocratie) Din hükümlerine göre idare edilen ve dinî esaslara bağlı olan idare şekli. Allah namına papazlar idaresi.(Bu kelime, İslâm memleketlerinde: Şeriat hükümleriyle devleti idare etmek mânasında kullanılır. Avrupa memleketlerinde ise … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
başkarmak — başarmak, ucuna varmak, idare etmek, baş etmek, ihtida etmek, yol göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜMAŞAT — Birlikte hoş geçinmek. * Bir maslahat yolunu takib etmek. * Meslek işlerinde tesviye, tervic ve idare etmek. * Karışmamak. * Başkalarının zarar vermeyen fikirlerine uyarcasına hareket etmek ve sulh u salâh üzere durmak. Uygunluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RÜ'YET — Görmek, bakmak. İdare etmek. Göz ile veya kalb gözü ile görmek. * Akıl ile müşahede derecesinde bilmek, idrak etmek, tefekkür etmek, düşünmek. * Araştırmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİBDAD — Başlı başına olmak. Keyfî idare sistemi. * Zulüm ve tahakküm. İdaresi altındakilerin istemediği şeyleri yalnız kendi keyfine göre zorla ve zulümle yaptırmaya çalışmak. Kanun ve nizamlara bağlı olmayarak, çok defa da kanun namına kanunsuzluk… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük