- istek duymak
- bir şeye karşı eğilim duymak, arzulamak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
istek — is., ği 1) Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu. Ç. Altan 2) Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, talep Bu adamın istekleri bitmiyor. 3) dbl. İstek ve niyet kavramı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
arzu duymak — birine veya bir şeye karşı istek duymak Koşmak, raksetmek, tehlikeli jimnastik hünerleri icra etmek arzuları duyuyordum. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
içi çekmek — istek duymak Arsız bir tabiatım var. Ne görsem içim çeker. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanıp tutuşmak — 1) güçlü bir aşk ile sevmek 2) bir şeyi elde etmek için güçlü bir istek duymak Her şeyden önce bir bakanlık koltuğuna kurulmak ihtirasıyla yanıp tutuştuğunu ve oraya varmak için her vasıtayı mübah saydığını sezip anlamamış mıydı? Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
arzulamak — i İstek duymak, özlemek, istemek Bir muhalefet partisinin kurulmasını da bu gösteriş için arzulamıştı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâllenmek — nsz 1) Yeni bir duruma girmek, değişmek 2) Kendinden geçmek, bayılır gibi olmak 3) e, argo Bir şeye karşı istek duymak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hâllenip küllenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hant hant — zf. Bir şeye aşırı istek duymak anlamındaki hant hant ötmek deyiminde geçen bir söz Para diye hant hant ötüyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
isteklenmek — nsz Bir şeye karşı istek duymak, heveslenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
istemek — i 1) İstek duymak, arzulamak İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi. P. Safa 2) den, i Bir şeyin kendisine verilmesini veya yapılmasını söylemek, dilemek Bir gün benden okumak için kitap istedi. F. R. Atay 3) Görmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
açgözlülük etmek — bir şeye karşı aşırı istek duymak, doyumsuzca davranmak, tamahkârlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük