- kabil değil
- imkânsız, imkânı yok
Şu sırta kadar çıkmazsak kabil değil, faciayı tamamıyla göremezsiniz, diyor.
- F. R. Atay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Şu sırta kadar çıkmazsak kabil değil, faciayı tamamıyla göremezsiniz, diyor.
- F. R. AtayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kabil — 1. sf., Ar. ḳābil Olabilir, mümkün Ben onu bir göreyim, dedi, kabil mi? P. Safa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kabil değil 2. sf., esk., Ar. ḳabīl 1) Türlü, gibi, benzer 2) is. Tür, cins Birleşik Sözler bu kabil … Çağatay Osmanlı Sözlük
GAYR-I KABİL — Mümkün ve kabil değil, imkânsız. Mümkün olmayan, olamaz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÜNVAN-I MÜLÂHAZA — Bir şeyin hakikatını bir derece düşünebilmek için olan isim, tabir ve vasıta.(Mi raciyedeki mâceralar, mâlumumuz olan mânalarla, o kudsi ve nezih hakikatları ifade edemiyor. Belki o muhavereler birer ünvan ı mülâhazadır; birer mirsad ı… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük