kehribar gibi

kehribar gibi
sapsarı, koyu sarı

Üstelik tütünler kehribar gibiydi bu yıl.

- N. Cumalı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • kehribar — is., Far. kehrubā 1) Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan, kılkoparan Önümdeki… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KEHRÜBAÎ — Kehribar gibi, cezbedici, elektrikli olan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • AŞK-I KİMYEVÎ — Fıtrî meyil ve alâka. Kimyevî unsurlar arasında birbirlerine karşı olan cazibe ve birleşme meyelanları ki; birer İlâhi emir ve kanunlardır.Fransızcası: Affinite (afinite) dir. (Sani i Hakîm, havada iki unsur halk etmiştir. Biri azot, biri… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • bal — is. 1) Bal arılarının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde 2) Olgunlaşmış incirin, dışına sızan tatlısı 3) Ağaçların… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uzak benzeşmezlik — is., ği, dbl. Bir kelimede yan yana bulunmayan iki aynı sesten birinin değişikliğe uğraması: Kehribar > kehlibar, fincan > filcan gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaltaklık etmek — yaltaklanmak O iri, endamlı, dökme kehribar vücudunda öyle bir sokulmak, sürtünmek, bir kedi gibi mırıldana mırıldana yaltaklık etmek istidadı göze çarpardı ki işte bu hâl kasaba çapkınlarının uykularını kaçırır, akıllarını alırdı. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”