- kemeri dolu olmak
- çok zengin olmak
Genç, ihtiyar, hepsi tüysüz tüysüz, gözleri fersizdir fakat hepsinin kemeri doludur.
- H. E. Adıvar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Genç, ihtiyar, hepsi tüysüz tüysüz, gözleri fersizdir fakat hepsinin kemeri doludur.
- H. E. AdıvarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kemer — is., Far. kemer 1) Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı. P. Safa 2) Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü 3) Emniyet kemeri 4) sf. Tümsekli Kemer … Çağatay Osmanlı Sözlük