- lal etmek
- konuşamaz duruma sokmak, susturmak
Bazı ihtiyar âlimlerimizin lisana vukuflarına hayran oldum, mantıklarıyla bizi lal ettiler.
- Y. K. Beyatlı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bazı ihtiyar âlimlerimizin lisana vukuflarına hayran oldum, mantıklarıyla bizi lal ettiler.
- Y. K. BeyatlıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
lal — 1. is., li, esk., Ar. laˁl 1) Parlak kırmızı renkte, billurlaşmış, saydam bir alüminyum oksidi olan değerli bir taş 2) sf. Bu taşın renginde olan 3) Kırmızı renkli bir çeşit mürekkep 2. sf., Far. lāl Dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş, dilsiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
EBKEM Ü LÂL — Cevapsız bırakmak. Susmak. Dilsiz gibi sükût etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük