- müracaat etmek
- 1) başvurmak
Mademki böyledir, müracaat eder, müsaadesini alırız, dedim.
- H. Taner2) danışmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Mademki böyledir, müracaat eder, müsaadesini alırız, dedim.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
müracaat etmek — 1. başvurmak. 2. geri dönmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
müracaat — is., Ar. murācaˁat 1) Başvuru Bize daha önce yapmış olduğunuz müracaatla evlenmek istediğinizi bildirmişsiniz. Ç. Altan 2) Danışma 3) Herhangi bir eserden yararlanma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller müracaat etmek müracaatta bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
müracaatta bulunmak — müracaat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
danışmak — i, e Bir iş için bilgi veya yol sormak, görüş almak, istişare etmek, müracaat etmek, meşveret etmek Doktor, bugün size ben asıl başka mesele danışmak için geldim. H. E. Adıvar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller danışan dağı aşmış, danışmayan düz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başvurmak — e 1) Bir işin yapılması için bir kimsenin aracılığını istemek 2) Bir şeye yararlanmak amacıyla el atmak 3) Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanmak, müracaat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulmak — i, ur 1) Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyi elde etmek 3) Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek Paramı buldum. 4) Varlığı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
DA'VÂ — Takib edilen fikir, iddia. * Bir kimsenin hakkını aramak üzere mahkemeye müracaat etmesi. * Hakkı olanın iddia etmesi. Kendini haklı görüp veya zannedip üstün fikirlilik iddia etmek. * Mes ele. * İnat. Ayak diremek. * Cenab ı Hak tan hayır ve… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜNAFERET — Birbirinden kaçıp nefret etmek, karşılıklı huzursuzluk. * Adâvet, hased ve şeref cihetinde hakeme müracaat eylemek. * Birbiri ile müfahere eylemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük