Sokakları dolduran sayılmaz şapkaların zalimce, kurnaz ve namussuz gölgelerinde sararmış solmuş.
- Ö. SeyfettinMalı mülkü varken, hiçbir sıkıntısı yokken üzüntüsünden zayıflıyor, sararıp soluyordu.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İLTİMA — Sararıp solmak. Renk değiştirmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sararmak — nsz 1) Sarı olmak, rengi sarıya dönmek Her sabah ağaçların sararan yapraklarıyla pek güzel olan karşıki dağlara bakarak uyanıyorum. M. Ş. Esendal 2) Korku, üzüntü, coşku vb. sebeplerle yüzün rengi solmak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sararıp … Çağatay Osmanlı Sözlük
bet beniz kalmamak — yüzü sararıp solmak ... haykırıyordu. Müşterim bu sesi duyunca arabayı durdurdu. Beti benzi kalmadı. Eli ayağı titremeye başladı. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
