serbest — sf., Far. serbest 1) Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin 2) Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür 3) Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan Öğleyin serbestim, gelebilirsin. 4) Bazı kurallara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını boş bırakmak — yalnız veya serbest bırakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
koyvermek — serbest bırakmak … Beypazari ağzindan sözcükler
boşutmak — bırakmak, boş bırakmak, serbest bırakmak; yumuşaklık, (ishal) vermek, I,210 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ITLAK — Salıvermek. Bırakmak. Koyuvermek. Serbest bırakmak. Serbest olup her tarafta bulunmak. Cezadan kurtarmak. * Boşama. Boşanma. Afvetmek.(...Elbette mutlak ve muhit olan o ef âlde iştirak muhaldir. İmkânı yoktur. Evet, ıtlakın mahiyeti iştirake… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
koyuvermek — i 1) Salmak, serbest bırakmak 2) Oluruna bırakmak Nihat ın yuvarlanışını gördükleri zaman kısık kısık bir kahkaha koyuvermişlerdi. P. Safa 3) Bir yere bırakmak, koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TERHİS — Askeri sivil, serbest hayata geçirmek. İzin ve ruhsat vermek. Serbest bırakmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
salıvermek — i Bırakmak, koyuvermek, serbest bırakmak Nadide Hanım, yemekten sonra torunlarını bahçeye salıvermiş, kendisi büyüklerle beraber sofra başında kalmıştı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
azat etmek (veya eylemek) — 1) serbest bırakmak, salıvermek 2) esk. köle ve cariyelerin özgürlüğünü geri vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahliye etmek — 1) boşaltmak 2) tutukluyu serbest bırakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük