- şap gibi
- ağza alınmayacak kadar tuzlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sap gibi — çok ince Avurtları çökmüş, boynu yakasının ortasında sap gibi kalmıştı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
şap gibi donmak (veya kalmak) — şaşırarak ses çıkarmayacak duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şap gibi yanmak — ortada kalmak, destek bulamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şap — 1. is. 1) İstekle öperken çıkan ses Şap diye elinden öptü. 2) Birden yere düşme veya çarpma sırasında çıkan ses Birleşik Sözler şap şap 2. is., mim. İnce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşeme sıvası 3. is., kim., Ar. şabb Alüminyum ve potasyum… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sap — is. 1) Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm 2) Çiçek veya meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak Armudun sapı. Gülün dikenli sapı. 3) Bir aracı tutmaya yarayan bölüm Bir küçük… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sap — tar, rişte, iplik; sap, deste, kulak; edat dir sap sarı gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner — her şey zaman içinde planlandığı gibi gerçekleşmeyebilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ŞAP — (Şep) Kim: Antiseptik bir cisim olup alüminyum ve potasyum sulfatından mürekkep, tadı buruk ve suda tuz gibi erir bir cisim. * Hayvanların ağız ve ayaklarında görülen ateşli, salgın bir hastalık ismi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kök sap — is., bit. b. Süsende olduğu gibi her yıl kök süren ve yer üstüne sap çıkaran, çok yıllık yer altı gövdesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıçak — is., ğı 1) Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç Ekmek bıçağı. Sebze bıçağı. 2) Çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç Basımevi bıçağı. Birleşik Sözler bıçaksırtı bıçak sırtı çatal bıçak takımı … Çağatay Osmanlı Sözlük