- yılan gibi
- 1) hain, sevimsiz ve soğuk (kimse)2) kıvrım kıvrım
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yılan gibi sokmak — bir kimseye sinsice kötülük etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yılan — is., hay. b. 1) Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan. 2) sf., mec. Sinsi ve hain Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor. Y. Z. Ortaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yılan — I. 17, 228; I I, 18; 20, 275, 279; II I,29, 39, 367 § nek y ılan; ejderha III, 155 § ok yılan; kendini insan ve başka şeyler üzerine atan bir yılan I, 37; II I … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yılan hikâyesi — is. Uzayıp giden, bir türlü sonuca bağlanamayan sorun Kırk üç senelik fırka ve siyaset maceralarını dinlerseniz bir yılan hikâyesi dinler gibi bunalırsınız. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sogan yılan — tulum gibi irl bir yılan I, 409 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
helezonlaşmak — nsz Sarmal, kıvrımlı biçime gelmek Aliş in miğferinden çıkan marpuç yukarıya doğru bir yılan gibi helezonlaşıyordu. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğuk ter dökmek (veya basmak) — korku, heyecan anlarında birden terlemek Safinaz kardeşini düşününce soğuk ter döktü. H. E. Adıvar Hele ansızın alnını, bıyıklarının dibini ve ensesini basan soğuk ter, sinsi bir ölüm korkusunu içine yılan gibi akıtıyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAŞERAT — (Haşere. C.) Küçük zararlı böcek, akrep ve yılan gibi hayvanlar. * Mc: Zararlı ve kıymetsiz kimseler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAŞERE — Yabani arı, böcek, akrep ve yılan gibi zararlı mahluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HEVAMM — Böcekler, haşereler. Pire, tahta kurusu, bit, örümcek, yılan gibi, kışın gizlenip yazın meydana çıkan, insan ve hayvanın vücudundan beslenerek yaşayan, insana zararı dokunan (parazit yaşayan) küçük canlılır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük