- zelil etmek
- aşağılamak, hor görmek, önem ve değer vermemek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
zelil — sf., esk., Ar. ẕelīl Hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan Şımarık kantocu kim bilir hangi tesirler altında eski mütevazı, zelil, ahiretlik olmuştu. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller zelil etmek zelil olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAHYİS — Zelil etmek, kepaze etmek. * Boyun eğdirmek. Muti etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
IZRA' — Zelil etmek, hor hakir etmek, alçaltmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KEBT — Zelil etmek, hor hakir etmek. * Sarfetmek, harcamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEVKİM — Zelil etmek. * Katletmek, öldürmek. * Hıfzetmek, korumak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TA'BİD — Mükerrem etmek. * Katran bulaştırmak. * Hizmet etmek. * Zelil etmek. * Zelil etmek, kepaze yapmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TERGİM — Yere sürtme. * Zelil etmek, hor ve hakir etmek. Rezil, kepaze etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DA'DAA — Yakmak. Yıkmak. * Hor ve zelil etmek. * Perâkende etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KAM' — Kahretmek. Zelil etmek. * Zabtetmek. Ezmek. Kırmak. * Hasta etmek. * Başına vurmak. * Bir sese kulak verip dinlemek. * Ağzı dar olan bir şeyin içine huni ile akıcı maddeyi koymak. * Huni … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KEBB — Hor ve zelil etmek, yüzü üstüne bırakmak, helâk etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük