- bono vermek
- borç alındığını gösteren vadeli senedi imzalayıp teslim etmek
Borçlanalım size... Bono verelim günü geldiğinde bir kolayını bulur öderiz.
- Z. Selimoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Borçlanalım size... Bono verelim günü geldiğinde bir kolayını bulur öderiz.
- Z. SelimoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bono — is., huk., İt. buono Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir paranın, belirli bir kimseye ödeneceğini belirten senet, emre muharrer senet Birleşik Sözler açık bono ara bono hazine bonosu tasarruf bonosu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bono… … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık bono vermek — (birine) sınırsız yetki tanımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık bono — is., tic. Para hanesi boş bırakılarak imza edilen bono, açık senet Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller açık bono vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük