filiz vermek

filiz vermek
sürgün çıkmaya başlamak

O sene ise buğday ekmişler, tam filiz verecekken Sakarya taşmış, yirmi gün çekilmemişti.

- S. F. Abasıyanık

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • filiz — 1. is., jeol., Ar. filizz Ocaktan çıkarılan işlenmemiş, başka maddelerle karışık hâlde bulunan, ham maden birleşiği Demir filizi. Bakır filizi. Birleşik Sözler maden filizi soya filizi turp filizi 2. is., Rum. Yeni sürmüş körpe ve küçük dal veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • filizlenmek — nsz 1) Bitki filiz vermek 2) mec. Gelişmeye, büyümeye başlamak İçimde yeni duygular filizlenmeye başladı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tomurmak — nsz, hlk. 1) Ağacı dibinden kesmek 2) Ağaç ve asmalarda filiz vermek üzere gözler kabarmak, tomurcuklanmak Ağaçlar çiçekliydi, çoğunda meyveler tomurmuştu. T. Dursun K 3) Şişip kabarmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • budamak — i 1) Daha çok ürün almak veya düzgün bir biçim vermek amacıyla ağaç, asma vb.nin dallarını kesmek, kısaltmak 2) mec. Bir şeyi eksiltmek, azaltmak Aylıkları budamak. 3) Yeni filiz sürmesi için bir bitkinin dallarını kesmek 4) sp. Güreşte rakibinin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”