- mühlet vermek
- bir iş veya borç için belirli bir süre tanımak
Hatta merkez kumandanı kendisine üç gün mühlet vermiş, hemen yola çıkması için diretmişti.
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hatta merkez kumandanı kendisine üç gün mühlet vermiş, hemen yola çıkması için diretmişti.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
mühlet — is., Ar. muhlet Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için gösterilen süre, vade, mehil Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mühlet istemek mühlet vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mühlet — (A.) [ ﺖﻠﻬﻡ ] tanınmış süre. ♦ mühlet vermek süre tanımak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
NAZİRE — Mühlet vermek, tehir etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MED — Uzatma, çekme. Yayma ve döşeme. * Çoğaltmak. * Bir şeye dikkatlice bakmak. * Nihayet, son. * Sönmek. Bir şeyi söndürmek. * Yardım etmek, mühlet vermek. * Yâr ve yâver olmak. * Tarlaya fışkı ve gübre dökmek. * Sel suyu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEMETTU' — (C.: Temettuât) Kazanma, kâr etme. * Kâr, fayda, menfaat. * Toplamak, cem etmek. * Mühlet vermek. * Yoldaş olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TÜEDE — Teenni etmek, acele etmeyip akıllıca davranmak. * Mühlet vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İMDAD — Yardım. Yardıma yetişmek. Yetişin, kurtarın mânasında da kullanılır. * Yardıma gönderilen kuvvet. * Vâdeyi uzatmak. Mühlet vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük